Sitemizdeki deneyiminizi geliştirmek için çerez kullanıyoruz. Sitemizi kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz. Daha fazla
Burun Estetiği Ameliyatı Nedir? Burun estetiği ameliyatı (Rinoplasti), burundaki şekil bozukluklarını düzeltmeye yönelik gerçekleştirilen bir cerrahi müdahaledir. Burun estetiği ameliyatı ile genetik ya da sonradan oluşmuş deformasyonlar giderilebilir. Burun estetiği ameliyatı ile buruna estetik görünümün sağlamasının yanı sıra nefes alma problemleri için de çözüm olabilmektedir. Burun estetiği ameliyatında esas olan güzel bir burun yapmak değil, kişinin yüzünde simetrik ve orantılı duracak, doğal ve sağlıklı bir görünüm sağlamaktır. Herkesin kendine has bir yüzü olduğu unutulmamalı ve doktorun bu konudaki yönlendirmeleri dikkate alınmalıdır. Burun Estetiği Ameliyatını Kimler Yaptırabilir? Burun estetiği ameliyatı günümüzde en çok uygulanan cerrahi müdahalelerden biridir. Burun kemiğinde eğrilik, burun ucunda düşüklük ve bu gibi çeşitli deformatilerden şikayetçi olan bireyler, burun estetiği ameliyatını tercih edebilirler. Oran ve simetri esas alınarak gerçekleştirilen cerrahi müdahaleler ile birey, daha estetik bir buruna kavuşur, nefes alma problemi ortadan kalkar. Burun estetiği ameliyatından sağlıklı sonuç alabilmek için kemik ve kıkırdak doku gelişiminin tamamlanmış olması gerekmektedir. Bahsi geçen doku gelişimi ortalama 17-18 yaşlarında tamamlanmaktadır. Kişinin cerrahi müdahale olmadan önce kemik ve kıkırdak yapısı gelişiminin tamamlanması şartı koşulur. İleri yaşlardaki hastalar için burun estetiği ameliyatında bir mahsur görülmemesiyle birlikte, anestezi ve ameliyat sonrası komplikasyonların ihtimali göz önünde bulundurulur. Burun estetiği ameliyatı, nefes alma problemi yaşayan bireylerin de yaptırdığı bir cerrahi müdahaledir. Burnun nefes yollarının kemik, kıkırdak vb. nedenlerle daralması veya kapanması sonucu ya da sinüzit, burun eti, polip gibi sebeplerden nefes almakta zorluk yaşayan birey, rinoplasti ameliyatı olabilmektedir. Muayenenin ardından alınacak cerrahi müdahale kararıyla birey, burun estetiği yaptırabilir ve daha sağlıklı nefes alabilir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatında Uygulanabilecek Teknikler Nelerdir? Burun estetiği ameliyatlarında açık ve kapalı olmak üzere iki yaklaşım yolu kullanılabilir. Hangi yöntemin tercih edileceği, ameliyatı gerçekleştirecek cerrahın kararına bağlıdır. İki cerrahi müdahalede de hedeflenen sonuca ulaşılabilir. Kapalı Burun Estetiği (Kapalı Rinoplasti) Kapalı burun estetiği ameliyatı son dönemde rinoplasti ameliyatlarında daha çok tercih edilen yöntemdir. İzsiz olarak da adlandırılan bu cerrahi yöntem burunun iç deliği ya da deliklerinden kesiler açılarak yapılır. Ameliyat sonrasında burunda herhangi bir dikiş izi vb. görünmez. Kapalı rinoplastide açık tekniktekine benzer düzeltme yöntemleri kullanılır. Kapalı burun estetiği ameliyatında da iyileşme süreci oldukça hızlıdır. Ameliyat sonrası göz çevresinde ve yüz bölgesinde hafif morluk ve ödem görülebilir. Kapalı burun estetiği ameliyatında burun içi ve dokular açık rinoplastide ki gibi görünmediği için doktorun işi daha zordur. Ameliyatı yapacak doktorun deneyimi büyük önem taşır. Açık Burun Estetiği Ameliyatı (Açık Rinoplasti) Açık burun estetiği ameliyatında burun deliklerinin arasındaki alana kesi yapılır ve burun derisi kaldırılır. Bu sayede bütün burun yapısı görünür hale gelir. Cerraha daha iyi bir görüş açısı sağlayan açık burun ameliyatlarında uygulanacak teknik, kapalı burun ameliyatı uygulamasından çok bir farklılık göstermez. Nitekim burunda ileri düzeyde deformasyon olan veya burun ameliyatı öyküsüne sahip hastalar için açık rinoplasti ameliyatı tercih edilebilir. İyileşme süreci kapalı tekniğe kıyasla uzundur. Ameliyat sürecinde cilt ve dokular zarar gördüğü için ödem ve morluk görülme ihtimali yüksektir. Açık burun estetiği, kapalı tekniğe göre daha eski olduğu için cerrahlar arasında daha yaygındır; deneyim kazanmış doktor bulmak daha kolaydır. Ameliyat sırasında burun derisinin açılması cerraha daha geniş bir görüş alanı sağlar. Bu nedenle doktorlar için daha pratiktir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatı Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir? Rinoplasti ameliyatı öncesi ve sonrasında hasta-doktor ilişkisi oldukça önemlidir. Özellikle şekil bozukluğu nedeniyle yapılacak müdahale öncesi hastanın talepleri ile doktorun kararları arasında orta yol bulunmalıdır. Doktorunuz, yüzünüze uygun burun şeklini ve taleplerinizi değerlendirerek en ideal sonucu size ameliyat öncesinde bilgisayar ortamında sunabilir. Ameliyat öncesi hastanın burnu detaylı bir muayeneden geçer, kıkırdak, kemik veya etlerde herhangi bir sorun olup olmadığı tespit edilir. Eğer burunda kemik eğriliği, şişlik vb. durumlar görülürse, ameliyat planı da bu durumlara göre şekillendirilebilir. Hasta ameliyata makyaj, oje veya takı ile girmemelidir. Hastane ortamında daha rahat kıyafetler tercih etmelidir. Kanı sulandıracak aspirin vb. ilaçlar bir hafta önceden kesilmelidir. Ameliyatın, kadınların regl döneminde denk gelmemesi tercih edilir. Ameliyat öncesinde kan tahlilleri ve anestezi yapılacağı için doktorun belirttiği saatten itibaren hasta yeme ve içmeyi kesmelidir. Anestezi doktoruna kullanılan ilaçlar mutlaka bildirilmelidir. Hasta ameliyat öncesinde olumlu olmalı, endişeli düşünceler içine girmemelidir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatı Süreci Rinoplasti operasyonları ortalama 1,5 - 2 saat sürmektedir. Ameliyatta yapılacak işlem sayısı ve tekniğe göre bu değişiklik gösterebilir. Ameliyat sırasında doktor, önceden tespit edilmiş birden fazla sorunu ameliyatta tek seferde çözüme ulaştırabilir. Örneğin sinüzit ve kemik eğriliği sorunları tek ameliyatta giderilebilir. Ameliyatın hemen öncesinde tahlilleri ve hasta öyküsünü değerlendiren anestezi uzmanının da onayıyla ameliyata başlanabilir. Kapalı ya da açık teknikle gerçekleştirilen ameliyatın son aşamasında burun içine ve dışına gerekli silikon destekler yerleştirilir. Anestezi etkisinden çıkan hastanın muayenesi yapılır ve gün içinde taburcu edilir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatı Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir? Burun estetiği ameliyatı süreci kadar önemli olan bir diğer süreç ameliyat sonrasıdır. Burun estetiği sonrası darbelere karşı korunması ve yavaş hareket etmeyi gerektiren bu süreçte hasta ekstra özen göstermelidir. Taburcu olduktan sonra evde ameliyat sonrası düzeni oluşturmanız sizin için iyi olacaktır. Yattığınızda başınızın olabildiğince yüksekte olması gerekmektedir. Bu şişliklerin azalmasına yardım olacaktır. Travmalardan uzak durulmalı, buruna darbe alınmamalıdır. Ameliyat sonrası doktorun tüm uyarı ve tavsiyeleri dikkate alınmalı, kararsız kalınan durumlarda doktora danışılmalıdır. Burunda bulunan koruyucu dış kalıp, silikon vb. kullanımına özen gösterilmeli, doktorun belirttiği süre boyunca kullanılmalıdır. Ameliyat sonrası yaklaşık 10 gün normal aktivitelerden; 3 hafta ise spordan uzak kalınmalıdır. Kanı sulandırıcı yiyecek, içecek ve ilaçlar bir süre tüketilmemelidir. Ameliyat sonrası 1 hafta burun üzerindeki koruyucu kalıba su değdirilmemelidir. Buruna yerleştirilmiş silikon tampon, bant ve ateller tahmini bir hafta içerisinde alınır, 1 haftanın sonunda burun üstü bantı da çıkarılabilir. Burun temizliği sağlarken oldukça hassas davranılmalı, asla yüksek basınçla sümkürülmemelidir. Şişliklerin azalması için soğuk kompres yapılabilir, ameliyatta uygulanan tekniğe göre zamanla morluklar ve ödem kaybolmaya başlar. Doktorun belirttiği süre boyunca gözlük kullanılmamalıdır, gerekirse ameliyattan 3 gün sonra lens kullanılabilir. Morluk ve şişlikler geçmesi; uygulanan teknik, işlem sayısı, çeşidi ve kemik yapısına göre değişiklik gösterir. İlk birkaç gün soğuk kompres yapılmasının ardından tahminen 2-3 haftada morluk ve şişlikler kaybolur. Ameliyattan 2-3 hafta sonra hasta tamamen işine ve sosyal hayatına dönmüş olur. Nitekim burnun tamamen iyileşmesi yaklaşık bir yılı bulur. Gerek görülürse revizyon burun estetiği yapılabilir. Burun Estetiği Hakkında En Çok Merak Edilenler Hangi mevsimde burun estetiği yaptırmalıyım? Rinoplasti ameliyatı için özel bir dönem yoktur. Kişinin 7-10 gün ayırdığı yılın herhangi bir dönemi olabilir. Rinoplastiden sonra nasıl bir burnum olacak? Rinoplasti öncesi karşıdan, her iki yandan, burun tabanından ve 45 derece açı ile fotoğraflarınız alınır. Sonrasında burnunuzun alacağı şekil cerrahınız tarafından size bilgisayarda gösterilir. Ameliyatta bir şey hissedecek miyim? Rinoplasti ameliyatı genellikle genel anestezi altında yapılır. Ameliyatta herhangi bir şey hissetmezsiniz Rinoplasti sırasında kanama çok olur mu? Burun estetiği cerrahisi, kanamalı ameliyatlar arasında yer almamaktadır. Ameliyat öncesinde birçok tetkik yapılarak kanama riski en aza indirgenmektedir. Ancak yüksek tansiyonu olan kişilerde ameliyat sonrasında burun kanama olasılığı daha yüksektir. Bu sebeple Aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçların ameliyattan en az bir hafta öncesi bırakılması gerekmektedir. Ameliyat sonrasında hafif pembemsi akıntı ise beklenen bir durumdur. Rinoplasti ağrılı bir ameliyat mıdır? “Rinoplasti ameliyatından sonra çok ağrı hisseder miyim?” sorusu sıkça sorulur. Rinoplasti, klasik tampon uygulaması yapılmadığında oldukça ağrısız bir ameliyattır. Artık rinoplasti ameliyatı sonrası rahat nefes almaya müsade eden silikon destekler kullanıldığından daha konforlu bir süreç geçirilmektadir. Burun estetiği olan hastaların önemli bir kısmı ağrı kesicilerle giderilen hafif ağrılar yaşadıklarını belirtir. Rinoplasti ağrıdan dolayı korkulacak bir ameliyat değildir. Açık teknikle mi yoksa Kapalı teknikle mi rinoplasti olmalıyım? Burun estetiği ameliyatlarında kullanılan kesilerin yerleşimlerine göre rinoplasti ameliyatı açık ya da kapalı teknikle yapılabilir. Burun delikleri arasındaki orta duvar üzerinde ters –V- şeklinde küçük bir kesi ile yapılan burun estetiği ameliyatına açık teknik diyoruz. Kesilerin hepsi burun içinden yapılırsa, burun estetiği kapalı teknikle yapılmıştır diyoruz. Sonuç üzerine tekniğin anlamlı bir katkısı yoktur. Cerrahınız sizin burun yapınıza göre uygun tekniği tercih edecektir. Rinoplasti sonrası neler yaşarım? Rinoplasti ameliyatı sonrası birkaç saat hastanede dinlenip evinize gidebilirsiniz. 3-5 gün başınızı hafif yüksek tutacak şekilde yatmanız ödemin çabuk geçmesine katkı sağlar. 2-4 . günde burun içindeki silikonlar, 7-10. günde burun üzerindeki koruyucu kalıp alınır. Sonrasında burnun üzerine yeniden bant yapıştırmak çoğunlukla gerekmez. Bu aşamadan sonra ağır işlerde çalışmayanlar rahatlıkla işlerine dönebilir. 4-6 hafta kadar gözlük takmamak gerekir. ilk 2 ay güneş koruyucu kullanmak ödemli ciltte lekelenme olmasını engeller. Yürüyüş, hafif koşu 1. haftadan itibaren yapılabilir. Rinoplasti ameliyatı sonrası ne kadar sıklıkla kontrole gelmeliyim? Rinoplasti ameliyatından sonra 2-4. gün, 7-10. gün ve 1. ay kontroller olur, ardından burnun iyileşme durumuna göre doktorunuzun belirleyeceği 3. veya 6. ay kontrolleri yapılır. Daha sonra doktorunuz yıllık muayenelerle sizi görmek isteyebilir. Rinoplasti ameliyatından ne kadar sonra seyahat edebilirim? 7-10. günde burun üzerindeki kalıp alındıktan sonra uçak yolculuğu dahil seyahat edilebilir.
Otoplasti olarak da bilinen kepçe kulak ameliyatı kulağın şeklini, konumunu veya boyutunu iyileştirmek için uygulanan cerrahi bir prosedürdür. Doğumda kulak yapısında mevcut olan ya da gün geçtikçe belirgin hale gelen bir kusur otoplasti ile düzeltilebilir. Bu işlem aynı zamanda yaralanmaların neden olduğu şekilsiz kulakları da tedavi edebilir. Otoplasti kulaklara ve yüze orantı kazandırırken doğal bir görünüm amaçlar. Küçük deformasyonların düzeltilmesi bile benlik saygısı üzerinde derin etkilere neden olabilir. Normalden farklı kulaklar kişiyi ya da çocuğunu rahatsız ediyorsa kepçe kulak ameliyatını düşünebilirler. Kepçe Kulak Ameliyatının Önemi Kepçe kulak ameliyatı, estetik veya işlevsel sorunları onarmak için sıklıkla yapılır. Kulaklar tam boyutlarına ulaştıktan sonra herhangi bir yaşta yapılabilir. Bu yaş genellikle 5 yaş sonrasıdır, bu dönemden önce kulaklar gelişmeye devam eder. Bazı durumlarda işlem 3 yaşa kadar yapılabilir. 5 ila 7 yaş arasında yapılması ise çocuğun okulda karşılaşabileceği alay edilme gibi sorunların önüne geçmek için önemlidir. Aynı zamanda çocukların kulakları daha yumuşaktır ve bu durum kulaklara şekil vermeyi kolaylaştırır. Kepçe Kulak Ameliyatı için Uygun Aday Kimdir? Tedavi edilemeyen kronik kulak enfeksiyonu ve iyileşmeyi engelleyebilecek tıbbi koşulları bulunmayan sağlıklı ve işlem için gerçekçi beklentileri olan kişiler otoplasti için uygundur. İşlem Öncesi Otoplasti öncesi yaklaşık 6 saat boyunca hastanın herhangi bir şey tüketmemesi gerekir. Midenin boş olmaması anestezik komplikasyon yaşanma ihtimalini arttırır. Sigara içenler bırakmak için her türlü çabayı göstermeli, en azından sigara sayısını azaltmalıdır. Bu davranış ameliyat sonrası öksürük ve kanamayı azaltmaya yardımcı olacaktır. İşlem Sırasında Ne Olur? Otoplastide kullanılacak teknik ne tür bir düzeltme yapılacağına ve hastanın durumuna bağlı olarak değişir. Cerrahın seçtiği teknik, kesinin konumunu belirler. Doktor kulağın arkasında ya da iç kıvrımlarında kesi yapabilir. Kesiden sonra gerek görülürse kulak içindeki fazla kıkırdakları çıkarır ya da kıkırdak çıkarılmadan şekil verilebilir ve iç dikişlerle sabitlenir. İşlem genel ya da lokal anestezi altında yapılabilir. Kan basıncı, nabız, ve kalp ritmi ( EKG ) sürekli izlenir. Vakanın ne olduğuna ve ek işlemler olup olmayacağına bağlı olarak, ameliyat birkaç saat sürebilir. Otoplastide yapılan değişiklikler kalıcıdır. Otoplasti Sonrası Otoplasti sonrası hasta büyük olasılıkla biraz rahatsızlık ve kaşıntı hisseder. Doktor tarafından önerilen ağrı kesicin kullanılması önemlidir. Buna rağmen ağrı gittikçe şiddetleniyorsa doktora başvurmak gerekir. Otoplasti sonrasında kulaklar yeni şekillerini sabit tutmak ve onları darbelerden korumak için bandaj ile örtülür. Aksi belirtilmedikçe, bandajlar bir hafta boyunca yerinde kalmalıdır. Çıkarıldığında kulaklar şiş ve kırmızı olur ancak zamanla iyileşir. İki ila altı hafta boyunca geceleri kulakları kapatan gevşek bir kafa bandı kullanılması gerekebilir. Bu, uyurken oluşabilecek bir darbenin önüne geçemeye yardımcı olur. Düğmeli gömlekler gevsek yakalı üsteler giyilmeli, kesiler üzerinde oluşabilecek sürtünmeden kaçınılmalıdır. Dikişlerin ne zaman alınacağı konusunda doktor hastasını bilgilendirir. Bazı dikişler kendi kendine erirken bazılarının işlemden sonraki haftalarda doktor tarafından alınması gerekir. İyileşme Süresi Otoplastiden sonra oluşan şişlikler zamanla kaybolacaktır. Çoğu durumda kulak ameliyatı, kulağın arkasında gittikçe solmaya devam edecek hafif bir yara izi bırakır. Operasyon sonrası ulaşılan sonuçlar kalıcıdır. Bununla birlikte kulak kıkırdağı çok esnektir, bu nedenle operasyondan sonra kulağın hareket kabiliyetinde herhangi bir problem yaşanmaz. Otoplasti Sonrası Riskler Doktor muhtemelen bir sonraki gün kulağı kontrol edecektir. Sadece bir kulakta şiddetli ağrı yaşanırsa doktora bilgi verilmesi gerekir. İçilen sıvı miktarına ve ilaçlara rağmen ateş düşmeden yükseliyorsa, kulakta artan şişme ve kulak kızarıklığı varsa veya kulakta kanama yaşanıyorsa hastalar doktorlarına danışmalıdır. Kepçe Kulak Ameliyatının Alternatifi Var Mıdır? Kulakları yeniden konumlandırabilecek veya şekillendirebilecek alternatif tedavi yöntemi yoktur. Kişiler kendileri ya da çocukları için ameliyattan çekiniyor olabilirler, bu endişelerinin üstesinden gelebilmek için durumu doktorları ile paylaşmalılardır.
Göz kapağı estetiği (blefaroplasti), göz kapaklarının görünümünü ve işlevini geliştirmek için kullanılan oldukça etkili ve popüler tedavi yöntemidir. Özellikle 30 yaş ve üstü kişilerde yaygın bir prosedür olan göz kapağı ameliyatı, yaşlanmanın cilde etkileriyle mücadele etmek için kullanılır. Tıpkı vücudun diğer bölgelerinde olduğu gibi, göz kapağı da yaşlandıkça esnekliğini kademeli olarak kaybeder ve yerçekimi ile birlikte göz kapaklarında aşırı deri toplanmasına ve sarkmasına neden olur. Bu durum sadece kişiyi yaşlı ve yorgun göstermekle kalmaz, aynı zamanda kişinin görüşünü etkileyebilir. Gözlerin üstündeki gevşek cilt veya göz altındaki torbalar göz kapağı estetiği ile iyileştirilebilir. Göz Kapakları Nasıl Olmalıdır? Göz kapakları anormal görünümleri nedeniyle kişilerin göz sağlığına, yüz güzelliğine ve hatta bazen psikolojisine etki eder. Göz kapakları kişinin görüşünü engellemeyecek kadar açık olmalı ve gözleri korumak için tamamen kapanabilmelidir. Çok gevşek ve ağır olduğunda görüşü engelleyebilir (üst göz kapakları) ve kronik göz kızarıklığı ve kuruluğuna (alt göz kapakları) neden olabilirler. Sağlıkla ilgili bu önemli fonksiyonlara ek olarak göz kapağının estetik görüntüsü de kişi için önemli olabilir. Sözel olmayan iletişimimizin önemli bir kısmı yalnızca göz temasından oluşur. Bu nedenle sarkık göz kapakları ve göz altındaki koyu halkalar kişinin psikolojisini olumsuz etkileyebilir, iletişim kurmasını engelleyebilir. İşlem Öncesi Sarkık göz kapakları ve göz altı torbalarının teşhisi doktor tarafından kolayca yapılabilir. Doktor durumunuzun ciddiyetini değerlendirerek operasyonun riskleri, yararları ve detaylar hakkında kişiyi bilgilendir. Üst göz kapağı ameliyatı ve alt göz kapağı ameliyatı olmak üzere iki tür göz kapağı ameliyatı vardır. İkisi birlikte veya bağımsız prosedürler olarak gerçekleştirilebilir. Ayrıca kapsamlı bir yüz estetiğinin parçası olarak kaş veya yüz germe gibi başka prosedürlerle birlikte de yapılabilir. Göz Kapağı Estetiği Ne İçerir? Göz kapağı estetiği, lokal anestezi altında, üst veya alt göz kapağının doğal kıvrımlarında yapılır. Üst göz kapağı ameliyatında göz kapağındaki aşırı yağ birikintilerini çıkarılır ve cilt yeniden konumlandırılır. İşlem sonrası kesiler kendiliğinden eriyen küçük dikişlerle kapatılır. Alt göz kapağını ilgilendiren sorunlar ise genellikle alt kirpik çizgisinde yapılan bir kesiyle yapılır. Kesiler doğal kırışıklıklar üzerinde yapıldığı için yara izi genellikle oldukça küçüktür. Doğal görünümlü sonuçlar elde etmek için kapsamlı eğitim ve deneyime sahip doktor tarafından yapılması oldukça önemlidir. Blefaroplasti Adayları Kimlerdir? Göz kapağı estetiği için uygun adaylar, göz kapaklarında fazla ve sarkık cilde veya göz altı torbasına sahip sağlıklı yetişkinlerdir. Hastaların çoğu estetik nedenlerden dolayı blefaroplasti ile ilgilenmektedir ancak üst göz kapağının düşmesinin neden olduğu ve kişinin görüşünü engelleyen durumlar da vardır. Alt göz kapağındaki anormallik gözlerin kurumasına neden olabilir. Kişiler operasyonun sonuçları hakkında gerçekçi beklentilere sahip olmalıdır. İyileşme Süresi Göz kapağı estetiğinden sonra hastalar bir ila iki saat boyunca müşahede odasında kalırlar ve anormal kanama, mide bulantısı veya şişlik yaşanmadığında ve doktorlar anestezinin etkilerinin geçtiğinden emin olduklarında taburcu edilirler. Göz kapağı ameliyatının sonuçları birkaç hafta içinde ortaya çıkar. Göz kapağı estetiği gözlerin yaşlanmasını engellemese de tedavinin sonuçları genellikle çok uzun sürelidir. Ameliyatın nadiren tekrarlanması gerekir. Blefaroplasti geçirmiş kişiler için tipik iyileşme süresi yaklaşık bir hafta ila on gün arasındadır. Hedef doğal bir görünüm elde ederek mümkün olan en fonksiyonel ve estetik sonuçlara ulaşmaktır. Göz Kapağı Estetiği Sonrası Bakım Göz kapağı estetiği sırasında veya sonrasında kişiler neredeyse hiç ağrı duymaz, aynı gün taburcu edilirler. Bir veya iki hafta boyunca göz bölgesinde hafif morluklar ve şişlikler görülür. Gözler ışığa duyarlı olabilir. Bu yan etkiler, rahatsızlığı en aza indirmek için doktorun verdiği merhemler, soğuk kompresler, göz damlaları ile tedavi edilebilir. Soğuk kompres şişliği ve morarmayı azaltmaya yardımcı olur. İyileşme oldukça hızlı gerçekleşir, yan etkilerin tamamen kaybolması yaklaşık 1 ila 2 hafta arası sürer. Hastanın uyurken başını yüksekte tutması, sınırlı fiziksel aktivite halinde olması ve doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanması gerekir. Kanama veya şişme riskini azaltmak için nabzını veya kan basıncını artırabilecek faaliyetlerden iki ila üç gün boyunca kaçınması gerekir.
Geniz eti (adenoid) ve bademcikler (tonsiller) üst solunum yollarına yerleşmiş lenf dokularıdır. Büyüdükçe hava yolunu tıkayabilir ve horlama, uykuda tıkanma, burun tıkanıklığı, geçmeyen ya da sık tekrar eden burun akıntıları, ağız açık uyuma, gece terlemeleri, huzursuz uyku, iştahsızlık, büyüme gelişme geriliği, diş ve çene gelişim bozuklukları gibi semptomlara neden olabilir. Özellikle çocukluk çağında çok aktif olan bu dokuların hastalıklarına da bu çağlarda daha sık rastlanır. Geniz eti ve bademcikler zaman içinde kendiliğinden küçüldüğünden bazı çocuklar için sorunlar geçici olabilir. Ancak sorunlara ilaç tedavisi ile çözüm bulunamazsa ameliyata başvurulmalıdır. Geniz Eti ve Bademciklerin İşlevleri Nelerdir? Geniz eti burun boşluğunun arka kısmında yer alır ve vücudun mikroplarla savaşmasına yardım eden antikorlar üretir. Bu yüzden adenoid hastalıkları hem burun solunumunu azaltır hem de orta kulak problemlerine yol açabilir. Bademcikler ise küçük dilin her iki tarafına yerleşmiş dokulardır. Aşırı büyüyüp hava yolunu tıkayabilirler veya çok sık enfeksiyona yol açabilirler. Çeşitli ilaç tedavileri ile bu rahatsızlıklar tedavi edilmeye çalışılır. Fakat ilaç tedavilerinin yetersiz kaldığı noktalarda bu dokuların ameliyatla alınması gerekir. Geniz eti ve bademcikler zamanla küçülebilir. Ancak solunum yolunu tıkayan geniz eti ve bademcik problemlerinde bu süreci beklemek doğru değildir. Çünkü bu süreçte tıkalı havayoluna bağlı yüz gelişiminde, büyüme ve gelişmede kalıcı problemler oluşabilir. Geniz eti ve bademciğin alınmasından sonra herhangi bir bağışıklık sorunu veya hastalığın ortaya çıkması söz konusu değildir. Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatı Nasıl Yapılır? Geniz eti ağız içinden özel küretlerle ya da burundan shaver denilen motorlu traşlayıcı aletlerle kesi gerektirmeden kolaylıkla alınabilir. Geniz eti ve bademcik operasyonları aynı anda yapılabilir. Bademcik ameliyatlarında ise Thermal Welding ısı enerjisi ile işlem sırasında kanama kontrolü kolaylıkla sağlanır ve bu durum ameliyat sonrası yaşanabilecek komplikasyon riskini en aza indirir. Thermal Welding aynı zamanda iyileşme döneminde doku iyileşmesine zarar vermez. Hastalar için çok daha kolay bir süreç vaat eden bu teknik hastaların ağrısını ilk 48 saatte önemli ölçüde azaltır ve normal beslenmelerine dönüş sürelerini kısaltır. Genizeti Bademcik Ameliyatı için En Uygun Yaş Nedir? Bademcik ameliyatları da her yaşta yapılabilmekle beraber sağlık için yarattığı sıkıntılar beklemeye engel değilse 3 yaş beklenmelidir. Tanıda şüphe yoksa ameliyat ertelenmemelidir. Diğer tedavilere cevap vermeyen ve kişiye yutma zorluğu ve nefes almasında zorluk yaşatan geniz eti ve bademcikler en kısa sürede çıkarılmalıdır. Tedavi edilmediği takdirde kalp romatizması, diş problemleri, uyku apnesi ve böbrek iltihabı gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilirler. Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatı Sonrası Beslenme Geniz eti ve bademcik ameliyatından sonra iyileşmeyi hızlandırmak, sıvı kaybını önlemek ve kanama riskini azaltmak için yeterince sıvı tüketilmesi oldukça önemlidir. Asitli, sert ve sıcak gıdalar dışında hasta her şeyi yiyebilir. Alkollü ya da portakal suyu gibi asitli içecekler boğaza zarar verebilir. Dondurma ve püre gibi yumuşak besinler tüketilebilir. Bu besinlerden sonra yavaş yavaş katı besinlere başlanmalıdır ancak boğaza zarar verebilecek veya öksürmeye neden olabilecek sıcak içeceklerden ya da cips gibi sert yiyeceklerden uzak durulmalıdır. İyileşme Süresi Geniz eti ve bademcik ameliyatından sonra 7 ila 10 gün boyunca aktiviteler sınırlandırılmalı ve dinlenilmelidir. Tamamen iyileşmek 3 haftayı bulabilir. Enfeksiyon riskini azaltmak için soğuk algınlığı gibi rahatsızlıkları olan kişiler ile yakın temas kurmamak gerekir. Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatının Riskleri Nelerdir? Geniz eti ve bademcik ameliyatı oldukça güvenilir bir prosedürdür ve işlem sonrası ciddi komplikasyon yaşanma ihtimali nadirdir. Bulantı ve kusma, boğaz ağrısı, yutma zorluğu, düşük dereceli ateş, kulak ağrıları ve halsizlik gibi kolayca tedavi edilebilecek semptomlar ortaya çıkabilir. Her cerrahi işlem de olduğu gibi operasyon sonrası kanama çok nadir de olsa görülür. Oluştuğunda derhal hekim ile iletişime geçilmelidir. Çocuklar yetişkinlere kıyasla çok daha hızlı ve kolay bir iyileşme dönemi geçirirler.
Timpanoplasti, işitmenin iyileşmesine yardımcı olmak için kulak zarının onarımını içeren cerrahi bir prosedürdür. Bu prosedür gerektiğinde kulak zarının arkasındaki orta kulak kemiklerin onarımını veya yeniden yapılandırılmasını da içerebilir. Kulak zarı dış kulak ile orta kulak arasında ses dalgaları çarptığında titreyen ince bir zardır. Tekrarlayan kulak enfeksiyonları, cerrahi işlemler veya travmalar kulak zarına veya orta kulak kemiklerine zarar verebilir. Bu hasar işitme kaybına ve kulak iltihabı riskinin artmasına neden olur. Kulak Zarı Nasıl Delinir? Kulak zarında delinmeye yol açan birçok neden vardır. Orta kulakta meydana gelen bir enfeksiyon kulak zarı yırtılmasına neden olabilir ya da travmatik bir darbe kulak zarını patlatabilir. Bu kulak kanalına giren herhangi bir nesneden kaynaklanabilir. Sıcak sıvının kulağa girişi de kulak zarında bir delik açabilir. Timpanoplasti Öncesi Timpanoplasti öncesinde hastanın işitme eksikliğini belgelemek için çeşitli işitme testleri yapılır, kulağın işitme durumu ve yapısı hakkında bilgi edinilir. İşitme kaybı ne kadar büyükse operasyon o kadar çabuk yapılmalıdır. Kulak zarı ameliyattan önce özel bir ameliyat mikroskobu kullanılarak ayrıca incelenecektir. Hastalar kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorlarsa bu bilgiyi doktorlarıyla paylaşmalılardır. Doktorların bu ilaçları kullanmayı bırakıp bırakmamaları için verdiği talimatları ve önerileri uygulamaları gerekir. Timpanoplasti Ne İçerir? Timpanoplasti işlemi, Hastanın kulak zarındaki delik büyükse veya antibiyotikle tedavi edilemeyen kronik bir kulak enfeksiyonuna sahipse uygulanır. Cerrah, kulak zarını onarmak için kulağın arkasına küçük bir kesi yapar ve kulak zarına erişir. Kulak çevresindeki dokulardan faydalanarak kulak zarını kapatır. Timpanoplasti işlemi enfeksiyon için yapılıyorsa cerrah orta kulak ve kulak kemiği içinde bulunan enfeksiyonu temizler. Gerektiğinde orta kulak kemiklerinin onarılması ya da yeniden şekillendirilmesi de mümkündür. Operasyon yaklaşık iki ila üç saat sürer. Timpanoplasti Sonrası Kulak zarı onarımı ameliyatından sonra kişiler genellikle aynı gün taburcu edilir. Doktor işlem sonrası hastanın kulağını iyileşmeyi kolaylaştıracak özel maddeler ile doldurup bandajlar. Bu bandaj ameliyattan sonraki beş ila yedi gün boyunca kişinin kulağında kalmalıdır. Timpanoplasti sonrası ilk birkaç gün rahatsızlık hissi, baş dönmesi, kulakta olağandışı sesler ve biraz kanama olması normaldir. Hastalar kulak ağrısı yaşayabilir ya da kulakları sıvı ile dolmuş gibi hissedebilirler. Ayrıca kulaklarında patlama, tıklama gibi sesler de duyabilirler. Bu semptomlar genellikle hafiftir ve birkaç gün sonra iyileşir. Timpanoplastinin Riskleri Nelerdir? Timpanoplasti de her ameliyat gibi içinde riskler barındırır. Bu riskler arasında kanama, enfeksiyon ve işlem sırasında verilen ilaçlara ve anesteziye alerjik reaksiyonlar yer alabilir. Kulak zarı onarımı ameliyatından kaynaklanan komplikasyonlar nadirdir. Operasyon sırasında yüz sinirlerinin zarar görmesi, orta kulak kemiklerine verilen zarara bağlı işitme kaybı, kulak zarındaki deliğin eksik iyileşmesi, kulak zarı arkasında anormal cilt büyümesi bu komplikasyonlara örnek verilebilir. Hastanın kulağından çok fazla sıvı veya kan geliyorsa ve özellikle sıvı kötü kokuyorsa, şiddetli ve gittikçe azalmayan baş dönmesi şikayeti varsa, ağrı kesicilere rağmen ağrısı gittikçe şiddetleniyorsa, kulağı şiş ve kaşıntılı bir haldeyse doktoruna başvurmalıdır. Timpaboplastiden Sonra Hasta Neler Yapmalıdır? Kulak zarı onarımı ameliyatından sonra hastaya kulak damlalar verilebilir, bu ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. İyileşme sürecinde suyun kulak kanalına girmesini engellemek önemlidir. Kişi yüzmekten kaçınmalı ve banyo yaparken suyu kulağından uzak tutmak için çaba göstermelidir. Hapşırırken ağzını açık tutmalı, kulaklarınızda basınç oluşmasını önlemelidir. Benzer şekilde burnundan üflememeli, kulaklarını tıkamamalıdır. Kişi kalabalık yerlerden ve hastalık riski taşıyan insanlardan uzak durmalıdır. Ameliyattan sonra gerçirilen küçük bir hastalık kulak enfeksiyonu geçirme riskini artırabilir. Kulak çubuğu kulağa sokulmamalı, kulaklık takılmamalıdır. Bu davranışlar iyileşme sürecini etkileyebilir. Kaşıntı hissi olsa bile hasta, kulağına müdahaleden kaçınmalıdır, farkında olmadan iyileşme süreci için gerekli küçük kan damarlarını koparabilir. Timpanoplastiden sonra hasta ağır fiziksel aktiviteden uzak durmalıdır. Her vaka farklı olduğundan cerrah, ameliyat sonrası bakım ile ilgili özel detaylar hakkında hastasını bilgilendirmelidir.
Sinüs cerrahisi, sinüslerin ilaçlarla tedavi edilemeyen kronik hastalıklarında, tümörlerinde ve poliplerinde kullanılan cerrahi bir prosedürdür. Sinüsler kafatasındaki hava dolu boşluklardır. Bu yapıların zamanla iltihaplanması ve tıkanması burun solunumunu engelleyebilir ve baş ağrısı, çene ağrısı ve uykusuzluk gibi semptomlara neden olabilir. Kronik sinüs rahatsızlığı olan hastaların çoğunun tedavisinde cerrahi prosedürlere gerek duyulmaz. İlaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri genellikle kişiyi rahatlatır ve hastalığın semptomlarını kontrol altında tutar. Diğer tedavi yöntemleri işe yaramadığında ise sinüs cerrahisi en iyi alternatif olabilir. Ameliyata ihtiyaç duyan çoğu kişi sinüs zarlarında iltihap ve mukus, irin ve akıntının tıkanıklığına neden olup solunumu engellediği bir duruma sahiptir. Endoskopik Sinüs Cerrahisi Endoskopik sinüs cerrahisi, kronik sinüs enfeksiyonlarını tedavi etmek için en yaygın kullanılan cerrahi yöntemlerden biridir. Teleskopik kameralarla ve cerrahi aletlerle sinüs ağızları açılır, sinüs içindeki problemler giderilir ve hava akışı sağlanır. Amaç sinüslerin tıkanmış boşaltım yollarını açmak ve sinüslerin normal şekilde çalışmasını sağlamaktır. İşlem sırasında sinüs açıklıklarını tıkayan küçük kemik parçaları veya diğer maddeler çıkarılır. Bazı durumlarda sinüs açıklığını tıkayan dokuyu yakmak için bir lazer kullanılabilir. Mikro teleskoplar ve cerrahi aletler endoskop yardımıyla sorunlu bölgeye ulaştırılır, herhangi bir kesi söz konusu değildir. İyileşme Süresi Endoskopik sinüs cerrahisi sonrası her hasta ağrıyı farklı şekilde tolere eder. Çoğunlukla ağrı kesiciler kişinin rahatlaması için yeterli olur. Burun içinde bir süre şişme görülebilir, bu durum yaklaşık iki hafta boyunca burundan nefes almayı zorlaştırır. İşlemden bir hafta sonrasına dek burundan nefes verilmemelidir. Balon Sinoplasti Balon sinoplasti işlemi endoskopik sinüs cerrahisi sırasında veya alternatif olarak uygulanabilir. İşlem sırasında nefes almayı engelleyen tıkanmış geçiş yollarını temizlemek ve sinüs açıklığını genişletmek için küçük bir balon kullanır. Sinüs anatomisinin görsel haritası görüntülenir ve balon sinüslerin tıkandığı sorunlu bölgeye doğru yönlendirilir. Balon doğru noktaya ulaştığında tıkalı sinüs yollarını genişletmesi için şişirilir. Sinüs boşluğunda biriken irin ve mukus tuzlu su çözeltisi ile temizlenir. İşlem tamamlandıktan sonra balon kaldırılır. Balon sinoplasti, sinüs kanallarının herhangi bir kesi olmadan ve çoğu durumda doku veya kemik çıkarmadan tedavi edilmesini sağlar. Sinüs geçidi genişlediğinden üzerindeki baskı azalır. Balon sinoplasti işlemi sırasında ve sonrasında çoğu kişi ağrı değil, sinüslerde basınç ve uyuşukluk hissi yaşar. Prosedür yaklaşık 1 saat sürer. Balon Sinoplasti İşleminin Avantajları Düşük kanama riski, ameliyat sonrası ağrı kesici ilaç kullanımına daha az ihtiyaç duyulması, ameliyat sonrası düşük enfeksiyon riski, düşük doku hasarı riski ve lokal anestezi altında yapıldığı için genel anesteziye bağlı komplikasyon yaşanma riskinin olmayışı sebebiyle oldukça güvenilir ve tercih edilir bir prosedürdür. Balon Sinoplasti İşleminin Riskleri Nelerdir? Tüm cerrahi prosedürlerde olduğu gibi balon sinoplasti işlemi de bazı riskler taşır. Operasyondan sonra birkaç gün kanama, burun, yanak veya alında hassasiyet, burun boşluğunda ve çevresinde şişlikler ve tıkanıklıklar bu yan etkiler arasında sayılabilir. Nadiren de olsa sinüslerin tam olarak temizlenememesi dolayısıyla enfeksiyon görülebilir. Ancak yan etkiler genellikle ameliyattan kısa bir süre sonra ortadan kaybolur, enfeksiyon antibiyotik ilaçlarla kolaylıkla tedavi edilebilir. Balon Sinoplasti Sonrası Balon sinoplasti sonrası kanama, akıntı ve tıkanıklık yaşanabilir. Bu durum herhangi bir sinüs ameliyatından sonra normaldir ve endişelenmek için bir neden değildir. Genellikle beş ila yedi gün içinde bu semptomlarda iyileşme görülür. Operasyondan sonraki hafta kalp atışını hızlandıracak yorucu faaliyetlerden kaçınılması gerekir. Akıntıdan kaynaklanan rahatsızlığı gidermek için başı yukarı kaldırarak uyumak faydalı olacaktır. İşlemden sonra kişiye balon sinoplasti işlemi nadiren aşırı ağrıya neden olsa da ağrı kesici, enfeksiyon riskini azaltmak için antibiyotik ve burun kanallarını durulamak için bir tuzlu su çözeltisi verilir. İlaçların düzenli kullanımı önemlidir.
Ventilasyon tüpü ve balon tuboplasti, östaki borusunun işlevini yerine getiremediği durumlarda kulak zarı arkasında biriken sıvının tedavinde kullanılan prosedürlerdir. Östaki borusu orta kulaktaki sıvının boğazın arkasına akmasını sağlar. Östaki kanalı tıkanırsa, sıvı orta kulak boşluğunda sıkışacaktır. Kulak enfeksiyonları, soğuk algınlığı, alerjiler ve iltihaplanma tıkanmaya neden olabilir. Östaki borusunda işlev bozuklukları çok yaygın bir durumdur, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kulak rahatsızlıklarına neden olur. Bu durum tedavi edilmediği takdirde kalıcı işitme kaybı, kulak zarı hasarı veya ameliyat gerektiren orta kulak kisti gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Belirtileri Nelerdir? Kulak ağrısı, kulakların tıkalı gibi hissedilmesi, kulak çınlaması, işitme kaybı veya sesleri boğuk duyuyor olmak, baş dönmesi ve denge bozukluğu orta kulakta sıvı birikmesinin belirtileri arasında sayılabilir. Orta kulakta sıvı birikmesinin belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Küçük yaştaki çocukların herhangi bir rahatsızlığı ifade edememesi daha olasıdır. Şiddetli kulak ağrısı olmadığı sürece çocuklardaki semptomları gözlemlemek zordur. Ventilasyon Tüpü Nedir? Ventilasyon tüpleri orta kulakta biriken sıvının boşaltılmasına yardımcı olmak ve kulak enfeksiyonu riskini azaltmak için kulak zarı üzerine cerrahi yöntemle yerleştirilen küçük tüplerdir. Kulak enfeksiyonu sırasında kişinin orta kulağında sıvı toplanır ve bu durum işitme duyusunu etkileyebilir. Bazen enfeksiyon iyileştikten sonra bile kulakta bir miktar sıvı kalabilir. Yerleştirilen tüpler bu sıvının boşaltımına yardımcı olur ve birikmesini önler. Ventilasyon Tüpüne Kimler İhtiyaç Duyar? Ventilasyon tüpünün yerleştirilmesi kulak enfeksiyonunu takiben üç veya dört aydan daha uzun süre kulaklarda sıvı birikmesinin görülmesi, üç aydan fazla süren işitme kaybı, kulak zarının yapısında kulak enfeksiyonlarından kaynaklanan değişiklikler, konuşmada gecikme, birkaç ay boyunca antibiyotiklerle düzelmeyen kulak enfeksiyonları gibi durumlardan bir veya daha fazlası mevcutsa ventilasyon tüpü veya balon tuboplasti işlemine başvurulabilir. Her yaşta orta kulakta sıvı birikmesi görülebilir ancak östaki borusunun anatomisi nedeniyle çocuklarda ortaya çıkması çok daha muhtemeldir. Çocukların östaki boruları bir yetişkine kıyasla çok daha küçüktür. Östaki borusundaki problemlerin en sık görüldüğü yaş 1 ila 3 yaş arasıdır. Çocuklar 5 yaşına geldiklerinde daha geniş ve daha uzun östaki tüplerine sahip olur ve sıvı birikmesinin görülme ihtimali azalır. Ventilasyon Tüpünün Faydaları Nelerdir? Kulak enfeksiyonları tedavi edilmezse özellikle çocukların davranışları, uykuları ve iletişimleri olumsuz etkilenebilir. Ventilasyon tüpünün kulak zarına yerleştirilmesi bu sorunların çözümüne aynı zamanda işitme problemi yaşayan bazı çocukların işitme yetisini geri kazandırmada ve konuşma gelişiminin zarar görmesini engellemede yardımcı olur. Ventilasyon tüpü aynı zamanda östaki borusunun daha verimli çalışması için çocuğa zaman tanır. Çocuğun yaşı büyüdükçe östaki borusunun açıklığı genişler ve boyu uzar. Böylece orta kulaktaki sıvının tahliyesi kolaylaşır, sorun kalıcı olarak çözülür. Riskler Nelerdir? Ventilasyon tüpü takılmasına rağmen bazı durumlarda çocuklar kulak enfeksiyonları geliştirmeye devam eder. Tüpler genellikle yaklaşık bir yıl içinde kendiliğinden düşer. Düştükten sonra kulak enfeksiyonları tekrar ederse tüplerin yeni bir operasyon ile değiştirilmesi ya da kulakta çok uzun süre kalırlarsa çıkarılmaları gerekebilir. Çok nadiren de olsa ventilasyon tüpü düştükten sonra kulak zarında küçük bir yara izi veya açıklık kalabilir ve bu durumun tedavi edilmesi gerekebilir. Bazen tüpler yerleştirildikten sonra enfeksiyon görülebilir. Oluşabilecek enfeksiyonu önlemek için tüp takıldıktan sonra antibiyotik kulak damlası ile önlem alınır. Ventilasyon Tüpü Nasıl Takılır? Ventilasyon tüpünün yerleştirilmesi orta kulaktaki sıvıyı boşaltmak ve basıncı azaltmak için kulak zarı içine küçük bir delik açmayı içerir. Orta kulağı havalandırmak ve sıvının birikmesini önlemek için açılan kulak zarındaki deliğe küçük bir tüp yerleştirilir. Sıvı tahliye edildikten sonra işitme duyusu geri gelir. Tüpler genellikle işlemden altı ila on iki ay sonra kendiliğinden düşer. Ventilasyon tüplerinin yerleştirilmesi genellikle ayakta tedavi prosedürüdür, kişi işlemden sonra birkaç saat içinde taburcu edilir. Balon Tuboplasti Balon tuboplasti işlemi ventilasyon tüpüne alternatif olarak ya da ventilasyon tüpü tedavisinden fayda görmeyen hastalara uygulanan bir prosedürdür. Östaki borusunun genişliğini arttırmayı amaçlar. Bu prosedürde endoskopik yöntem kullanılarak burun içinden östaki kanalına girilir. Küçük bir balon katater östaki borusunun açıklığına yerleştirilir ardından kısa bir süre için şişirilir. İşlem bittikten sonra balon çıkarılır.
Septoplasti nefes alışı etkileyen septum eğriliği sorununu düzeltmek için yapılan cerrahi bir prosedürdür. Septumun bir tarafa doğru bükülmesi ya da belli bir kısmında oluşmuş çıkıntılar nedeniyle hava yolunu daraltması problemi septum deviasyonu olarak adlandırılır. Bu durum nefes almayı zorlaştırabilir. Septoplasti işlemi sırasında burun septumu düzleştirilir ve yeniden konumlandırılır. Septumun bir miktar yamuk olması çoğu zaman normaldir. Ancak eğilme şiddetli olduğunda burnun bir tarafını tıkayabilir ve hava akışını azaltabilir. Bu durum da burnun bir veya her iki tarafından nefes almada zorlanmaya neden olur. Septoplasti, kıkırdak, kemik veya her ikisini de yeniden biçimlendirerek ya da konumlandırarak nazal septumu düzeltir. Sinüs enfeksiyonu veya tümör gibi rahatsızlıkların tedavi sürecinde de septoplasti gerekebilir. Ayrıca cerrahi olmayan tedavi yöntemleri uyku apnesi veya horlama sorunlarını başarılı bir şekilde tedavi edemediğinde septoplastiye başvurulabilir. Septum Nedir? Septum burnu destekleyen ve sağ ve sol burun deliklerini birbirinden ayıran kıkırdak ve kemikten oluşan yapıdır. İnce bir zar tabakası olan mukoza septumu kaplar. Aynı zamanda burun içindeki nemin korunmasına yardımcı olur. Septum deviasyonu olan kişilerde burun içinden geçen hava akımı deviasyon bölgesinde kurumaya neden olup bazı kişilerde kabuklanma veya kanamaya neden olabilir. Septum çocukluk boyunca doğal olarak bir yönde küçük bir açıyla bükülebilir ancak çoğu insanda düz durumdadır. Septum deviasyonu burun deliklerinin arasındaki septumun yer değiştirmesidir ve genellikle bu durum tıkanmalara neden olur. Konka Nedir ve Ne İşe Yararlar? Nazal konkalar burun geçitleri içindeki kemik, damar ve doku ağlarıdır. Bu yapılar soluduğumuz havanın ısıtılmasından, nemlendirilmesinden ve filtrelenmesinden sorumludur. Konkalarıkaplayan mukoza ayrıca havadaki partikülleri hapseder ve filtreler. Bu durum konkaların hastalıklarla savaşan bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olduğu anlamına gelir. Bu kemik yapılarının olması gerekenden farklı olması burnun tıkanıklıklarına neden olabilir. Septoplasti İşlemine Neden İhtiyaç Duyulur? Septoplasti işlemine nefes alma zorluğu gibi kişinin yaşam kalitesini önemli derecede etkileyen semptomlar görüldüğünde ve diğer tedavi seçenekleri rahatlama sağlamadığında başvurulabilir. Septoplasti işleminin amacı burnu tıkayan ve nefes almayı engelleyen nazal septumu düzeltmektir. Aynı zamanda uzun süreli sinüzit tedavisi, nazal polipleri çıkarmak ve burun hava yolunu tıkayan diğer koşulları tedavi etmek için septoplasti işlemi yapılabilir. İşlem Ne İçerir? Septoplasti kıkırdak veya kemiğini keserek, yeniden konumlandırarak veya değiştirerek nazal septumu düzeltir. Çoğu zaman burun içinde yapılan kesiler ile çalışılır ancak travmalar sonucu açılanmalar yapan kırıkların olması ya da burun ucuna çok yakın eğriliklerin bulunması gibi durumlarda ameliyatın açık teknikle yapılması gerekebilir. Bu durumda burun ucu cildinde küçük bir kesi yapmak gerekir. Septoplasti genellikle genel anestezi altında yapılır. Bir septoplasti işlemi vakanın karmaşıklığına bağlı olarak 30 ila 90 dakika arasında sürebilir. Septoplasti İşlemi Sonrası Septoplasti işlemi herhangi bir komplikasyon yaşanmadığı sürece genellikle ayakta tedavi prosedürü olarak gerçekleştirilir. Bu işlemden birkaç saat sonra eve gidilebileceği anlamına gelir. İşlem sonrası burunda şişme ve morarma nadiren görülür. İşlemden sonraki ilk gün ilaçlarla kontrol edilebilecek düzeyde hafif ağrı yaşanabilir. Kişiler ilk gün istirahat ettikten sonra ağır aktiviteler dışında günlük hayatlarına dönebilirler. Özel bir durum olmadığı sürece işlem sonrası tampon kullanımına gerek duyulmaz. Nefes almaya izin veren özel silikonlar yeterlidir. 3 ila 4 gün sonra yapılacak takip randevusunda silikonlar çıkarılır. Şişmeyi en aza indirmek ve iyileşmeyi hızlandırmak için ameliyattan sonraki birkaç hafta boyunca fiziksel aktivitelerin sınırlandırılması gerekir. Bu aktiviteler koşma, ağırlık kaldırma ve temaslı sporlar gibi yoğun egzersizleri içerir. Bu aktiviteler kan basıncını artırabilir ve kanamaya neden olabilir. Septoplasti ve Rinoplasti Kişi burnunun estetik görüntüsünden rahatsızsa bunu doktoru ile paylaşmalıdır. Bir septoplasti işleminde ana hedef nazal septumu düzeltmek ve burnun dış şeklini dokunmadan bırakarak burnun fonksiyonlarını geri kazandırmaktır. Rinoplasti içeren bir septoplasti işlemi ise kişinin hem işlevsel hem de estetik kaygılarını tek bir prosedürde düzeltebilir. Bunun yanında rinoplastinin septoplastiden ayrı bir prosedür olarak yapılması hem hastanın benzer sıkıntıları iki kez yaşamasına hem de burun daha önce bir kez şekillendirildiği için rinoplastinin daha zorlu geçmesine neden olabilir.
Konka radyofrekans ve konka cerrahileri, konkalarda meydana gelen genişleme solunum yollarını tıkadığında ve uyku apnesi, tıkanıklık, burun damlaması ve solunum zorluğu gibi rahatsızlıklara neden olduğunda başvurulan prosedürlerdir. Konkaların boyutunu küçültme prosedürüne genellikle bir septoplasti işlemi eşlik eder. Konkalar burnun solunan havayı ısıtmak ve nemlendirmek için çalışan kısmıdır. Genellikle burun etleri olarak tanımlanır. Havayı nemlendirmeye çalışan ve soğuk havanın ciğerlerimize ulaşmasını engelleyen ılık kan damarlarıyla doludur. Ancak büyür veya yerinden oynarlarsa nefes almada zorluğa neden olabilirler. Konka Radyofrekans ve Konka Cerrahisine Ne Zaman Başvurulmalıdır? Konka radyofrekans veya konka cerrahisine diğer tedavi yöntemleriyle rahatlama sağlanamadığında konkaların boyutlarını küçültmek için başvurulur. Konka genişlemesinin yaygın sebepleri arasında şiddetli alerjiler, kronik enfeksiyonlar, hava değişiklikleri, stres, ilaçlar ve hormonal değişiklikler ve burundaki anatomik sorunlar sayılabilir. Konkaların küçültülmesini içeren prosedürler septoplasti uygulanan kişilerde de sıklıkla önerilmektedir. Nazal septumdaki eğilme konkaların sıkışmasına ve nefes almada zorluğa neden olabilir. Septoplasti işlemi sırasında konkaların da küçültülmesi hava yollarının daha da açılmasına yardımcı olur. Konka Radyofrekans İşlemi Konka radyofrekans işlemi sırasında burun içinden herhangi bir kemik ya da doku çıkarılmadan konkaların küçültülmesi amaçlanır. Konka içine iğneye benzer bir cihaz yerleştirilir ve kontrol edilen bir hasar amaçlanarak radyo dalgaları ile dokuya ısı iletilir. Bu işlem skar dokusunun oluşmasına neden olarak konkaların boyutunu küçültür. Konkaların küçülmesiyle nefes alma zorluğu ortadan kalkar. İşlem yaklaşık 10 dakika sürer ve lokal anestezi altında yapılabilir. Genellikle iyileşme sürecinde ağrı ve acı yoktur. Burunda fiziksel açıdan bir değişiklik olmaz ve koku alma duyusunun kaybı gibi uzun vadeli yan etkiler içermez. İşlemden sonra yaklaşık 3 hafta boyunca burunda kabuklanma görülebilir. Konka Cerrahileri Radyofrekansın yeterli olmadığı durumlarda konkanın bir kısmının çıkarılmasını içeren cerrahi işlemler gerekebilir. İşlem sırasında konkaların boyutunu küçültmek için konkalar kesilerek küçültülür. Konkaların etrafındaki dokuların bir kısmını tıraş edip burun boşluğunu daha da açmak için küçük bir el cihazı kullanılabilir. Konkaları çevreleyen dokunun ya da kemiğin cerrahi olarak çıkarılması işlemine daha ciddi konka büyüme vakalarında başvurulur ve genellikle bir septoplasti işlemi ile birlikte yapılır. Bu cerrahi prosedürler genellikle genel anestezi altında yapılmaktadır. Konka Radyofrekans ve Konka Cerrahileri Sonrası Konka radyofrekans işlemi sonrası iyileşme süresi genellikle daha kısadır. Ciltte kesi ve tampon gerektirmez. Tek seansta %80-85 başarı şansı vardır, bazen 1 – 2 ay ara ile 2. veya 3. seanslara gerek duyulabilir. Yaklaşık üç hafta içinde burundaki skar dokusu tamamen iyileşir. Kesi gerektiren açık konka cerrahi işlemlerinde ise nazal dokularda tamamen iyileşme üç ila altı ay sürer. Ameliyattan bir hafta sonrasına dek dokuları sabit tutmak için burun içine silikonlar yerleştirilebilir. Her iki işlemden sonra da kanamayı ve şişmeyi önlemek için birkaç hafta sonrasına dek yorucu aktivitelerden ve burundan nefes vermekten kaçınılmalıdır. Ayrıca uyurken başı yukarıda tutmak ve burunda oluşabilecek tahrişi önlemek için önden düğmeli kıyafetler giymek iyileşme sürecinin kolay geçmesine yardımcı olacaktır. Konka Radyofrekans ve Konka Cerrahilerinin Yan Etkileri Nelerdir? Konka radyofrekans işlemi sonrası görülebilecek yan etkiler daha az olası ve daha az ciddidir. İşlemden sonra yaklaşık üç hafta boyunca kabuklanma veya burun kuruluğu görülebilir. Bu süre zarfında tuzlu su çözeltisi ve antibiyotik merhem kullanmak bu yan etkilerin kontrolüne yardımcı olacaktır. Kemik veya dokunun çıkarılmasını içeren cerrahi işlemler için görülebilecek yan etkiler daha olasıdır. Hafif ağrı, kanama, şişme, tahriş, burun boşluklarının kuruluğu ve nadiren enfeksiyon görülebilir. Bunların yanında konka radyofrekans ve konka cerrahileri her zaman kalıcı bir çözüm olmayabilir. Konkaların işlem sonrası tekrar büyümesi olasıdır ve küçültülmeleri için yeniden bir işlem uygulanması gerekebilir.